Puslanmış bir geçmişle, olmayan bir geleceğin arasındaki bu tedirgin bekleyiş yaşamımızın şimdiki hali.
"İnsan, oluşturduğu kimliğin değersizliği kendi gözünde ortaya çıktığında yıkılabilir."
"Beni kabullenişi ve acıma ortak oluşundan ötürü sevdim onu. Yanında, huzursuzluk ve korkularımdan kurtuldum, bencillikten, tutkularımdan vazgeçmeye çalıştım, seyirlik pencerelerin önünde durmayı öğrendim ve beklenebilir ve beklenmedik durumlardan uzak kaldım. Sevecenliğiyle, bocalayıp duranduygusal yaşamımı dengede tuttu çok uzun zaman ve şimdilerde bana tenin geçiciliğini hatırlatıyor.
Güçlükle kurulmuş dengelerin pek de sağlam olmadığını, en ufak sarsıntıda yıkılıp gidebileceğini de onunla öğrendim sonunda. Kapanan kapıların sesi kulaklarımda çınlıyor şimdi, ama yine de yatağımda kimsenin olmayışından eksiklik duymuyorum."
"Benim için aşk; beden, ruh ve kültürel birikimin karşılıklı etkileşiminden doğan bir aşırılık hali."
"Bedenimi birine açmak için, ruhuma uygun enlem ve boylamı yakalayabilmem gerekiyor."
"Ona, beni bir erkeğin bir kadına getireceği acı ve çözümsüzlüklerden tümüyle korumakta olduğu için minnet duymuyor muydum?"
"Hayatımı böyle, zamanın içinde havada dondurulmuş, iniş durumunda asılı kalmış gibi mi geçirdim?
Ne uçsuz bucaksız bir çöl, ne yaman kuraklık!"
"Onu tanıdığım dönemde, yırtıcı bir tutku yerine arkadaşlığa, anlaşılmaya ihtiyacım vardı. Bu sınırlı, mantıklı birliktelik baştan beri tatlı ve onarıcıydı benim için ve kuşkusuz cinsellikten yoksun değildi. Daha çok gerekirliğin egemen olduğu, incelik ve dengeye dayalı bir cinsellik."
"Tenin tene dokunuşunda öyle ince, öyle anlaşılmaz bir gizem vardır ki bazen yabancılığın bütün engellerini yok eder bazen de sınırlar bir türlü aşılamaz."
"Aşkın coşku verici, yırtıcı ama geçici oluşuyla, sevginin heyecan ve tutkudan arınmışlığı arasında bir orta yol bulunmuyor ne yazık ki."
"Bir kadın nasıl olur da bu kadar uzun süre yüreğini taşlaştırabilir. Böyle bir ayazda nasıl yaşar!"
"İnsanın acı çekmeyi göze alabilmesi için gerçekten aşık olması gerekir.
İnci Aral
Taş ve Ten
"İnsan, oluşturduğu kimliğin değersizliği kendi gözünde ortaya çıktığında yıkılabilir."
"Beni kabullenişi ve acıma ortak oluşundan ötürü sevdim onu. Yanında, huzursuzluk ve korkularımdan kurtuldum, bencillikten, tutkularımdan vazgeçmeye çalıştım, seyirlik pencerelerin önünde durmayı öğrendim ve beklenebilir ve beklenmedik durumlardan uzak kaldım. Sevecenliğiyle, bocalayıp duranduygusal yaşamımı dengede tuttu çok uzun zaman ve şimdilerde bana tenin geçiciliğini hatırlatıyor.
Güçlükle kurulmuş dengelerin pek de sağlam olmadığını, en ufak sarsıntıda yıkılıp gidebileceğini de onunla öğrendim sonunda. Kapanan kapıların sesi kulaklarımda çınlıyor şimdi, ama yine de yatağımda kimsenin olmayışından eksiklik duymuyorum."
"Benim için aşk; beden, ruh ve kültürel birikimin karşılıklı etkileşiminden doğan bir aşırılık hali."
"Bedenimi birine açmak için, ruhuma uygun enlem ve boylamı yakalayabilmem gerekiyor."
"Ona, beni bir erkeğin bir kadına getireceği acı ve çözümsüzlüklerden tümüyle korumakta olduğu için minnet duymuyor muydum?"
"Hayatımı böyle, zamanın içinde havada dondurulmuş, iniş durumunda asılı kalmış gibi mi geçirdim?
Ne uçsuz bucaksız bir çöl, ne yaman kuraklık!"
"Onu tanıdığım dönemde, yırtıcı bir tutku yerine arkadaşlığa, anlaşılmaya ihtiyacım vardı. Bu sınırlı, mantıklı birliktelik baştan beri tatlı ve onarıcıydı benim için ve kuşkusuz cinsellikten yoksun değildi. Daha çok gerekirliğin egemen olduğu, incelik ve dengeye dayalı bir cinsellik."
"Tenin tene dokunuşunda öyle ince, öyle anlaşılmaz bir gizem vardır ki bazen yabancılığın bütün engellerini yok eder bazen de sınırlar bir türlü aşılamaz."
"Aşkın coşku verici, yırtıcı ama geçici oluşuyla, sevginin heyecan ve tutkudan arınmışlığı arasında bir orta yol bulunmuyor ne yazık ki."
"Bir kadın nasıl olur da bu kadar uzun süre yüreğini taşlaştırabilir. Böyle bir ayazda nasıl yaşar!"
"İnsanın acı çekmeyi göze alabilmesi için gerçekten aşık olması gerekir.
İnci Aral
Taş ve Ten