orada uyudu öylece.
gözlerine kara bir fular çekti ve taşın huzurunu istedi taşlardan.
duvardaki ağzı açık kartallara ve dili olmayan dişsiz kurtlara baktı.
ve çatıya çevirdi başını.
çatıda gizlenen eski ay.
güneşi tanıyan.
onu bırakıp bırakmayacağımı sordu.
bin yıl.
aynı gün, aynı uyku.
tanrının gölgesi kavuştuğunda,
yeryüzü tarafından uyandırılır insan.
boş vaftiz kabına eğilip,
göğsüne sürdü parmaklarını.
yemin etmemeli.
dünya uyanıyor.
şilan ağaçlarının ardından uzuyor ışığı kâinatın.
ve ben dönüyorum.
yola.
sabah bir şiire.
dünya kımıldatıyor kanımı
ve gördüğüm her şey için hesap soruyor benden.
gözlerine kara bir fular çekti ve taşın huzurunu istedi taşlardan.
duvardaki ağzı açık kartallara ve dili olmayan dişsiz kurtlara baktı.
ve çatıya çevirdi başını.
çatıda gizlenen eski ay.
güneşi tanıyan.
onu bırakıp bırakmayacağımı sordu.
bin yıl.
aynı gün, aynı uyku.
tanrının gölgesi kavuştuğunda,
yeryüzü tarafından uyandırılır insan.
boş vaftiz kabına eğilip,
göğsüne sürdü parmaklarını.
yemin etmemeli.
dünya uyanıyor.
şilan ağaçlarının ardından uzuyor ışığı kâinatın.
ve ben dönüyorum.
yola.
sabah bir şiire.
dünya kımıldatıyor kanımı
ve gördüğüm her şey için hesap soruyor benden.