Bak burada tanrı iyi.
Bu kasaba,
Dünya burada başlıyormuş
Gibi duruyor.
Deniz kal diyor sadece
kal ki,
Gelip geçen yolculara
Bakmakla geçsin.
Kuzeyde,
Dünyanın başladığı yer gibi
Duran kasabada,
Işığı gömmek için zaman
Kalbi yormak için ten olacaksa,
Buna inanan insan
Yollar yapar.
Buna inanan bir uygulama adam
Elbet çıkar.
Ve giderler
Ayın hilal haliyle
Kadına göründüğü dağlardan.
Kadın ölmüş bir şairden söz eder
“dil olan seyri düzenler” diyen
ve öldürülmüş olan bir şairden.
Anlamıyorum der sonra
Yol yoldur
Topraksa toprak
İnsanın ruhu gözlerinden konuşur
Ve bazan da ağzından.
Yol biter
Dünya
Başlama Kasabaya hayatı öğreten dalga
Emdiği kayalığı iterek:
İşte bak diyordu
Ağlıyorum batırdığım bu kayanın başında.
Bak işte,
Bu köpükler benim boş laflarımdır
Büyülendim taşın sabrından.
Göğsüne siyah tek iliştirmiş bu tepe
Bir korsan kalesidir
Ses
çıkmaz Ağzını bir kapatsa.
Kaşları çatılmıştı İşte
Kekeme ağızlı seyrelmiş orman
Homurdanarak:
Sanıyor musun bu deniz
Vaktiyle
Bir dağı almasa içine
Bu toklukta
Böyle…
Neyse
geldin
Ve gördün
Işık bir cevap değildir
Devam et der sadece
Devam et.
Sen ki aşkını
Karanlık bir
Uykuya dalmadan fısıldadın
Rahmetin yine de topraktan olur.
Biri dese ki
Ruhtan öncedir ışık
Ve kusura yakın
İnan.
Hayat ne kadar karmaşıksa
İyilik o kadar yalın.