Bat dünya bat. Bu yalancı herifin Selim’i kirletmesine izin verdiğim için, buna yol açtığım için, ben de sokaklarda sürünürüm inşallah. Kendini savunamayacak bir canım Selim’i ne durumlara düşürüyorum. Bütün bu kötülüklerden kaçmak istedin canım Selim; seni öldükten sonra da rahat bırakmıyoruz. Gerçek sandığımız aldanışları, bir bir yüzüne vuruyoruz. Yalnız bir noktada yanılıyoruz: bütün bu olaylar içinde Selim’liğin ne olduğunu aramıyoruz. Ah canım kardeşim! Şimdi yanımda olsaydın da sana yaşadığın hiçbir olaydan, hiçbir gizli duygudan utanmaman gerektiğini, içinde Selim’lik olduğu için her şeyden gurur duyabileceğini söyleseydim. Beni de utandıramazsın Metin! İsterseniz hepiniz gülün bana. Ben artık küçük hesaplı her sözünüzün altında gerçek Selim’i görüyorum. Ona yaptığınızı bana yapamayacaksınız. Beni yolumdan çeviremeyecekler Olric! İnsan, Selim olduktan sonra ne yapsa olur, anlıyor musun Olric? Anlıyorum efendimiz. Anlamasan da olur. Kimse anlamasa da olur. Gerçekhürriyet budur Olric. Ben anlıyorum. Anlatamasam da olur..s.416-417
seni seviyorum Selim seni dinlemek istiyorum senin masallarını yaşamak istiyorum senin dışındaysa gerçekler dediğin şeyleri yaşamak istemiyorum anlıyorum beni dinlemekle bana inanmakla gösterdiğiniz sabrı beğeniyorum kalbinizden kötü düşünceleri uzaklaştırın ve teyzenizi evden kovun yerine saygılarımı kabul edin bu günlerde iyi bir dinleyici bulmak o kadar güçleşti ki hayalimdeki kadınlardan bile bu kadarını beklemediğimi itiraf etmeliyim siz kurduğum hayallerden de güzelsiniz bütün hayallerim soluklaştı sizin yanınızda sizi düşünürken aklım duruyor heyecanımdan yemeğe verdim kendimi çocukken okuduğum detektif romanlarından da heyecanlısınız siz onları da okurken heyecanımdan durmadan yerdim seni düşünürken ve seninle yaşarken durmadan yemek içmek istiyorum bu romanın sonu nereye varacak. Syf.467
Türbenin hemen yanında, gene dar bir sokakta,Kerpiç bir evde, fakir arkadaşım Sabri’yle, sıcakta,
Ter ve yıkanmış kilim kokan odasında konuşuyoruz.Pencereden giren güneş sefaleti keskinleştiriyor.
Temmuz
Ayının bitkinliği ve ölüm korkusu ,Kelimeleri ağırlaştırırken, terimi silmiyorum
Dinsel bir korkuyla. Daha, “Eüzü mineşşeytanı racim”i bilmiyorum. .syf.130
Etiler’in at oynatmış olduğu Ankara’da
Hamalların gittiği Sümer sinemasıyla aynı sırada,
Pardayan, Pitigrilli ve Fantoma
Ve Hayber Kalesi ve Tahir ile Zühre bir arada
Yığılmış bir tezgâhın üstüne. “Geceleri Okumayınız”
Orhan Çakıroğlu’nun maceralarını.
Selim Işık, dünü bugünü yarını
İşte bu ortam içinde öldürdü.
Eksiklik duygusunun acısıyla güldürdü.
Ucuz düşüncelerindeki ucuz düzen, ucuz romanların
ucuz yaşantısı
Ucuz huysuzlukların ucuz saplantısı
Ucuz ucuz ucuz ucuzdu.
Dalgın, sinirli, suskun huysuzdu. syf.124-125