sonsuza dek daha küçük kadrajlara bölünerek
ilerleyen bir aynanın kendi
kalıcı ilerisinde iç zamanda bıraktığı
tek şey
bir jet uçağının sesi
cihar-ı yek
çocukken çizilen renkli patates mühürleri gibi
ah evet şimdi o çocukluğun ay-ışık gecelerinde
olduğu dantel yapraklı selvi ağaçlarının
serin Nefti yapraklarına gözümüz takıldığında
zeytin ağaçlarının sesini duyar gibi oldugumuz
yani ONLAR cırcır böceklerinin eşliğinde
serin akşam şarkılarına başladığında
akşam sefaları gecenin getireceği
binbir kötülükten ürkerek arife yani
kendilerine doğru Bir yolculuğa çıktıklarında
arazöz geçtikten Sonra
Bir evvel karabilmek için
büyük bir ciddiyet ve sabırsızlıkla
ev ödevlerine oturulabilir
bir taşra gelini duvağı ile birlikte
motosikletin arkasına oturtul hakkında
sevgilim dış kapı önlerine su döküldüğünde
benimle dışarı çıkar mısın?