İnsanlar taşılar insanları.Kundaktayken,tabuttayken.Hep taşıyacak birileri olur.Bazıları dostluktan,bazıları cepteki paradan,bazıları da içinde bulundukları sistem bir gün onlara da taşıma sırasının geleceğini söyledikleri için taşırlar insanları. (syf37)
Yalnızlık kurşun geçirmez.Dostluk,aşk,aile geçirmez.Hiçbir şey geçirmez.Dışarıdan sokmadığı gibi içeriden de çıkartmaz. (152)
İlkellik mıknatıs gibidir.Dev bir mıknatıs.Biz istemesek de vücudumuzdaki demir ona doğru gider.(176)
Yemek,uyumak,bağırsaklarımızdakileri çıkarmak dışında yaptığımız herşey fazladandır.Üremek dahil.Geriye kalan herşey uydurulmuştur.Dünya uydurulmuştur!Caddeler,evler,giysiler...
Herşey.(176)
Var olan en sağlam zırh insan vücududur.İçindekileri en iyi saklayan odur.Koridorlarında birikenlerin kokusunu bile yaymaz dışarıya.Deliliğin kokusunu,anormalliğin kokusunu duyamazsın yanında gazete okuyan adamın,otobüs durağında.(188)
Her uykusuzun kendine ait teorilerle dolu bir evreni vardır.İçinde hiçbir misafir bulundurmayan bir evren!Yaşarken ölmeyi,ölerek yaşamayı yalnız uykusuzlar bilir.Gözlerinin altında biriken her küçük torba gördükleri hayaller ile doludur.(214)
Yatağı olmayan insanların birilerini dinleyecek kadar sabrı yoktur çünkü.İnsanın kendine verebileceği en acılı cezadır uykusuzluk.Dayanılması en zor olanıdır.(214)
Kadın suratını boyar.Çünkü suratı kendisine değil, güzelliğini takdir edecek erkeğe aittir.Kimse kendi yarattığı bi boku boyamaz.(230)
Ama bil ki,zihnin cehennnemindir.Sonsuza kadar yaşayacak.Senin gibi öldüğünde ise ,sen orada olmayacaksın ne yazık ki.(255)
Tek bir nedeni yoktur insanları reddetmenin.Uzun süreçtir.Dokuz yalarında başlar ve gerçekten yalnız kalana kadar devam eder.Yalnızlık,paranın çektiği dostluklarla,fahişelerle bozulur arada bir.Sonra hepsi biter.(264)
Dünyanın eski mesleği fahişelikse, dünyanın en eski hayal kırıklığı da aşktı.(424)
Herşeyin farkında olduğunu söyleyen adam daha kendinin farkında değildi(253)
'İnsanın tek gerçek özgürlüğü yalnızlığıdır.Ve yalnızlığı küçük düşürense bağımlılıklardır.Aşklar,alkol,nikotin,ahlaki değerler,uyuşturucular...Hepsi de birer pranga olabilir her an,insanın ayağına.Zevk veren prangalar.Ortak özellikleri,varlıklarının verdikleri zevkin uzun bir süre sonra hissedilememesi,yokluklarının ise derhal kalpte bir ağrı yaratmasıdır.Bağımlı insan atlı karıncaya binmiş gibidir.Ne bir varış noktası, ne de bir ilerleme vardır hayatında.Herkes ilk başladığı yerde, midesi kaldırana kadar döner durur...İnsanın kendiyle mücadelesi,bağımlılıklarını yok etmesiyle başlar...
"....."
Bağımlılığın daha hayattayken yok edilme şekilleri asla bitmez.Şekil değiştirirler.Terk edilmek istenenin yerine yeni bir tane konur, o kadar.Tek yol budur bir bağımlılıktan kurtulmak için.Bağımsız insan yoktur.Dolayısıyla kendimize en yakışanlar seçilir.Mesela, "İnsanları çok seviyorum,hep onlarla birlikte olmak,kalabalık arkadaş grupları arasında yürümek istiyorum"deriz.insan eti bağımlısı olduğumuzu itiraf etmenin daha kibar bir yolu olduğu için...
"Spor. Rekabet. Fair play. Kimin için? Yunanlıların uydurduğu olimpiyatlar, savaşacak gücü kalmamış olanları ayakta tutmaya yarayan bir tür uyarıcı. Evine altın madalyayla dönenin ülkesi patlamış bombaların altında. Ne fark eder? Sporcuyuz, Yasal mücadele! Yasal dövüş! Yasal vahşet! Yasal sömürü! Spor
Tek spor sekstir. Herkes kazanır. Hepsi bu..."(123)
Eğer geçmeseydi Kuranıkerim'in üstünden onlarca kuşak, ben inanırdım yazılanların hepsine. Ama inanmıyorum o onlarca kuşağın dürüstlüğüne. O onlarca kuşağın dinlerine sadakatine inanmıyorum! Çünkü insanı tanıyorum. Çünkü kendimi tanıyorum. Canı öyle çektiği için duaları değiştirecek her dinden kuşaklar tanıyorum. İnsan dokunduğu herşeyi kirletmiştir bugüne kadar. Dinin kendini bundan koruması o kadar uzak ihitmal ki! Kimse gelip anlatmasın bana insanın iyiliğini din kitaplarını. Ben sadece mucizeleri kabul ederim. Onlara inanmak, insan zekasının kötü tarafından çıktığı belli olan yazılara inanmaktan daha kolay. Kızıldeniz' in yarıldığına gerektiğinde karını dövebileceğinden daha çok inanıyorum. Çünkü mucize bana daha temiz geliyor. Ne birinin çıkarına, ne de bir başkasının zararına binlerce yıl önce bir denizin yarılmış olması. Ya da bir mağaranın örümcek ağıyla kapatılmış olması.
Denge insanoğlunun icat ettiği en vahşi kavramdır.İp cambazının kendini en iyi hissetiği an,kendini ağa bıraktığı andır oysa.(197)