"Sana bir şey sorabilir miyim, dedi. Tekrar ona döndüm ve 'Sana bir şey sorabilir miyim?' demek zaten bana bir şey sormaktır dedim." (s.17)
"O gece yatakta, New York'taki her yastığın altından geçecek ve bir gölete bağlanacak bir boru sistemi icat ettim. İnsanlar gece yataklarında ağladıklarında gözyaşları aynı yerde toplanacak ve sabahleyin hava durumu Gözyaşı Göleti'ndeki seviyenin yükseldiğini ve alçaldığını bildirecek ve böylece New York'un ağır botlar giyip giymediğini bilecektiniz." (s.54)
"Hiçbir şey hem gerçek hem güzel değildir." (s.60)
"Kızaran, gülen, dine inanan, savaş açan ve dudaklarıyla öpüşen tek hayvan insandır. Yani, bir bakıma, ne kadar çok dudaktan öpüşürsen o kadar çok insansın demektir. Ya daha çok savaş açarsan?" (s.118)
"Bazen yaşamadığım tüm yaşamların ağırlığını kemiklerimde duyuyorum." (s.134)
"İçim peşimden gitmişti ve kabuğumla kalakalmıştım." (s.135)
"Hayatına bir sürü insan girer ve çıkar! Binlercesi! Girebilsinler diye kapıyı açık tutman gereklidir! Ama bu aynı zamanda gitmelerine izin vermek de demektir!" (s.176)
"Dünya korkunç değil ama korkunç insanlarla dolu!" (s.178)
"Dünya büyük bir yer. Ama bir evin içi de büyüktür. Kafamın içi de!" (s.186)
"Yaşamak zorunda olmamız fenaydı ama tek hayat yaşamak zorunda olmamızdı asıl trajedi çünkü iki hayat yaşayabilseydim birini onunla geçirirdim." (s.209)
"Hayatımı daha az duygulanmayı öğrenmeye harcadım. Her gün daha az duygulandım. Büyümek midir bu? Yoksa daha beter bir şey mi?" (s.205)
Jonathan Safran Foer - Aşırı Gürültülü ve İnanılmaz Yakın (Siren Yayınları)
"O gece yatakta, New York'taki her yastığın altından geçecek ve bir gölete bağlanacak bir boru sistemi icat ettim. İnsanlar gece yataklarında ağladıklarında gözyaşları aynı yerde toplanacak ve sabahleyin hava durumu Gözyaşı Göleti'ndeki seviyenin yükseldiğini ve alçaldığını bildirecek ve böylece New York'un ağır botlar giyip giymediğini bilecektiniz." (s.54)
"Hiçbir şey hem gerçek hem güzel değildir." (s.60)
"Kızaran, gülen, dine inanan, savaş açan ve dudaklarıyla öpüşen tek hayvan insandır. Yani, bir bakıma, ne kadar çok dudaktan öpüşürsen o kadar çok insansın demektir. Ya daha çok savaş açarsan?" (s.118)
"Bazen yaşamadığım tüm yaşamların ağırlığını kemiklerimde duyuyorum." (s.134)
"İçim peşimden gitmişti ve kabuğumla kalakalmıştım." (s.135)
"Hayatına bir sürü insan girer ve çıkar! Binlercesi! Girebilsinler diye kapıyı açık tutman gereklidir! Ama bu aynı zamanda gitmelerine izin vermek de demektir!" (s.176)
"Dünya korkunç değil ama korkunç insanlarla dolu!" (s.178)
"Dünya büyük bir yer. Ama bir evin içi de büyüktür. Kafamın içi de!" (s.186)
"Yaşamak zorunda olmamız fenaydı ama tek hayat yaşamak zorunda olmamızdı asıl trajedi çünkü iki hayat yaşayabilseydim birini onunla geçirirdim." (s.209)
"Hayatımı daha az duygulanmayı öğrenmeye harcadım. Her gün daha az duygulandım. Büyümek midir bu? Yoksa daha beter bir şey mi?" (s.205)
Jonathan Safran Foer - Aşırı Gürültülü ve İnanılmaz Yakın (Siren Yayınları)