söz, zamanın boynuna asılı anahtar. ağır ve hantal… kendi ağırlığını zamana taşıtıyor utanmadan. zaman, dilsiz yarası varoluşun; akmaz, kokmaz, yanmaz, yapışmaz, yok olmaz… söz kendini tekrarlar her yeni dirimle birlikte iz bırakmak için evrene. zaman bilir; izdüşümü yoktur düşsüz ömürlerin. zaman bilir; kavimlerin izdüşümü hayalleridir… zaman bilir; düş gücü cesaretinde. bata çıka yol alırken patikasında evrimin, dil çıkaracaksın geçmişe! ve döndürürken başını bugüne, derin bir alacaksın yarınından. kalbini çıkartmasından kafesinden avuçlarınla. boşver sın verildi kendini, ağlama ardından ölen hücrelerinin. evrimsin sen milyonlarca senenin metamorfozu avuçlarında ki kalbin.
bak ne tuhaf, kalbinin atışını yazamıyorum. hangi harfleri birleştirmeli, ne yapmalı ne etmeli? bak! kalbinin kokusunu yazamıyorum. görüyormusun dil nasılda ağır? söz nasıl da zamanın boynuna asılı hantal bir anahtar?
olsun;
olsun;
kalbim benim tek şiirim…