bu dünya kadar eski bir şey yok. gök sayrılı. güneş sıradan.
ağaçlar acemi. her sabah devesiyle işe gidiyor bir bedevi. her
akşam kuşunu dolaştırıyor iki çinli.
bir yinelemedir dünya. bin yıl sonrayı görüyor bir ağaç. bin
yıl sonrayı bir dinozor. Gazali, kendini 7′ye benzetirdi. Homeros her
sabah yürürdü.
göz için yeni bir şey yok.
korkunçluk bunda. zaman benim tarlamdır mı diyordu Goethe?
bilmek istemiyorum.
oturduğu yerden Montevideo’yu görüyor bir ev. sandalye
kentsoylu. pencere feodal. su, belleksiz çıktı. tin yalnız. ben
çocukken ırmak olmak istedim. ırmaklar hep çağırdı beni.
düşünmek istemiyorum. dünya benim yerime düşünüyor.
söz öldü.
tunç: monarşik.
demir: demokratik.
bir akşam durup dururken dünyanın yaşlandığını gördüm.
görmek yordu beni.