-üretmek kolaydır, zor olan yeteneklerini kullanmaya tenezzül etmemektir.
-film çekiliyor, aynı sahneye bir çok kez yeniden başlanılıyor.yoldan geçen biri, taşralı olduğu belli, çok şaşırıyor: ”bundan sonra asla bir daha sinemaya gitmeyeceğim”
gizli olanları sezinler gibi olduğumuz ve sırrını yakaladığımız her hangi bir şeye karşı böyle bir tepki gösterebiliriz. bununla birlikte, mucizeyi andıran bir gizemle, doğum doktorları vurulur, mezarcılar çocuk yapar, onulmaz projeler, şüpheciler de yazarlar hala ...
-başkalarının yaptığını bizim daha iyi yapabileceğimizi düşünmek hep.bizzat bizim yaptığımız hakkında ne yazmak ki aynı kanıya sahip değiliz.
- sabahtan akşama kadar ne yapıyorsunuz?
kendime katlanıyorum.
-herşey uyur istirahate çekilir,hasta bile...ama hastalık tüm geceyi hastanın başında uykusuz geçirir.
-başkalarının her kusuru bende de var,ama yine de onların yaptığı her şey bana tuhaf görünür.
-ölüm karşısında “giz” ile “hiçbir şey” arasında,piramitlerle morg arasında durmaksızın salınıp duruyorum.
-eskiden,bir ölünün önünde sorardım kendi kendime:”bunun doğması neye yaradı?”şimdi, aynı soruyu,her canlıdan önce kendime soruyorum.
-olağanüstü ve hiç-bu iki görüş,belirli bir eyleme ve bu eylemden doğan herşeye,en önce de hayata uyar.
-hiçbir şey yapmıyorum,kabul.ama saatlerin geçtiğini görüyorum-bu,onları harcamaya çalışmaktan iyidir.
-elementler aynı döngüyü yinelemekten yorgun,aynı bileşimlerden bıkkın,ne değişiklik,ne sürpriz...onları bir “oyun” ararken düşünüyorum:hayat,bir konu dışına çıkmaktan,bir anekdottan başka bir şey olmayacaktır...
-canımız istediğinde kendimizi öldürebileceğimizden emin olmadığımız zaman,gelecekten korkarız ancak.
-her düşünce bastırılmış bir duygudan kaynaklanır.
-ne zaman bir hakarete uğrasam,intikam arzusundan kendini tamamen kurtarmak için,kendimi mezarımda sessiz,sakin hayal ettiğim bir zaman oldu.ve hemen yatışıyordum böylece.cesedimizi fazla küçümsemeyelim.fırsat olursa işe yarayabilir.
-bütün görüş noktalarının boşluğunu gören özgürdür ve bütün vargılarını buradan elde eden kurtulmuştur.
-eğer, vaktiyle herhangi biri olmayı öylesine istediysem, bu sadece, bir gün yuste manastırındaki şarlken gibi; ”artık hiçbir şey değilim” diyebilme zevki içindi.
-olayların görünüşüyle yetindiğimiz seçim yapar, kesin karar veririz, derine dalar dalmaz, artık ne seçim yapabiliriz ne de kesin kararlar alabiliriz, sadecee üzülme ...
-pişmanlığın üstünlüğü: yapmadığımız eylemler bizi izlediklerinden ve bizim de onları aralıksız düşündüğümüz için, bilincimizin tek oluştururlar.
-bu an, hala elimde, akıp giden öteki, benden kaçan, batıp giden öteki.gelecek bir ile görüşecek miyim? ona karar veriyorum: orada, bana ait ve henüz uzakta.sabahtan akşama dek, üretip üretip durmak!
-her şey olma duygusu ve hiçbir şey olmamanın gerçekliği.