.

.
Üç çeşit meslek varmış : mühendislik,doktorluk,bir de hukukçuluk.Ben ressam olmak istiyordum.Babam böyle bir meslek olmadığını söyledi.Prens Paradoks'tan bahsetsem kim bilir ne der? Belki şimdi sizin yanınızda Dorian Gray'lik yaparım bir süre. Sonra beni Lord Henry'liğe terfi ettirirsiniz. Masrafı neyse veririm. Fakat bir sıfatla başlamak istiyorum. Bu çocuk ilerde büyük adam olacak gibi ne olduğu belirsiz bir tanımla değil..

Tutunamayanlar / Oğuz Atay

12 Oca 2012

Artık Ölebilir miyim?




"Tanrı bir an için paçavradan bebek olduğumu unutup, deneyebilir beni ödüllendirebilir; aklımdan geçen her şeyi dile getiremeyebilirdim, ama en zindan dile getirdiklerimi ayrıntısıyla aklımdan geçirir ve düşünürdüm. Eşyaların maddi yönlerine anlamlarına değer verirdim Az uyur, çok rüya, gözümü yumduğum onun dakikada, 60 saniye Boyunca ışığı düşünürdüm.

İnsan aşktan vazgeçerse yaslanır. Başkaları durduğu zaman yürümeye devam ederdim.



Başkaları uyurken, uyanık kalmaya gayret ederdim.



Başkaları konusurken dinler, çikolatalı dondurmanın tadından zevk Almaya bakardım.



Eğer Tanrı bana birazcık can verse, basit giyinir, yüzümü güneşe çevirir, sadece vücudumu değil, ruhumu da tüm çıplaklığıyla açardım. Tanrım, bir kalbim olsaydı, nefretimi üzerine kazır ve günesin göstermesini beklerdim.



Gökyüzündeki aya, anı boyunca Van Gogh resimleri çizer, Benedetti şiirleri okur ve serenadlar söylerdim. Gozyaşları gülleri sular, vücuduma batan dikenlerinin acısını tıslayarak, dudak kırmızısı taç yapraklarından öpmek isterdim.



Tanrım bir yudumluk yasamım olsaydı ... Gün geçmesin ki, tüm insanlara onları sevdiğimi ile karşılaştığım söylemeyeyim. Tüm kadın ve erkekleri, en sevdiğim insanlar aslında birer birer ikna ederdim. Ve aşk içinde yaşardım.



Erkeklere, yaşlandıkları zaman aşkı bırakmalarının ne kadar yanlış olduğunu anlatırdım. Çünkü insan aşkı bırakınca yaşlanır.



Çocuklara kanat verirdim. Ama uçmayı kendi temellerine olanak sağlardım.



Yaşlılara ise, ölümün yaşlanma ile değil unutma ile öğretirdim. Ey insanlar sizlerden ne kadar da çok şey öğrenmişim. Tum insanların, mutluluğun gerçekleri görmekte olduğunu bilmeden, dağların zirvesinde yaşamak istediğini öğrendim.



Yeni doğan küçük bir bebeğin babasının parmağını sıkarken aslında onu sonsuza sonsuza dek kelepçeyle mahkum öğrendim.



Sizlerden çok şey öğrendim. Ama bu öğrendiklerim pek işe yaramayacak.



Çünkü bunun için bir çantaya kilitledim.



Mutsuz bir şekilde ...



Artık Ölebilir miyim?