Yeni yetiştirilmeye başlayan bir çocuk gibi silüetim. Her yanım, bir diğer yanımdan kuşku duyuyor. Daha hiçbir şey öğrenemeden, düşünemeden, düşleyemeden, kayıp gidiyorum buralardan.. Herkes gibi bizde, şöhrete ulaşmış insanlar gibi olmak isterdik...
Gerçi, ufukta batan güneşin hesabı doğana kadar derlerdi ya, o da bir diğer konu..
Buralardan kaçıp gideceğim. Senden çok uzaklara. Kova meleği olmadan, sigaralar arasında ölmeden. Tertemiz bir dünyaya yelken açacağım. Sensiz, günlerin anını yaşarken, bizim için çalan şarkıları alıp gideceğim gölgenden. Aslında buralar biraz nostalji kokuyor. Biraz eskimiş insanlar, paçaları upuzun pantolonlar. Düşünüyorum bir yandan, oralardan gittiğim zaman, buralar gibi sende mi nostaljileşeceksin..
Tamam..
Hiç değilse, yine biraz anılarımız kaldı seninle.. Kol kola gezip, 'siktirol' diye dolaşmalarımız.. Bağırışmalarımız. Zihnimde bayağı bir yer edindi..
Bu arada, yep yeni bir albümle karşılaşıyorum..
İçiyorum durmadan. Öyle dalıyorum ki, bir daha hiç uyanmayacak gibi düşlüyorum her şeyi..
Yaşlı bir adama rastlıyorum. Bastonu kıçına dayamış bir şekilde duruyor öylece. Sadece bakınıyor etrafına, birilerini arıyormuş gibi öylece bekliyor.. Suratında yaşlandığını kabul etmediği gibi, izler var sadece. Sorma, otuzundadır yine onlar..
Kapkara bir gündüz,
kapmış bütün insanları..
Derinlerde bir şarkı duyuyorum, damağım kuruyor ve sana doğru ilerliyorum..
''Buralar, nostaljinin yenilenmiş halidir..''
durağanyalnızlık