Bir isim bulabilirdin ellerine, bir başka
isim. Kimsenin tanımadığı ve sevmediğin kadınların kokusunun sinmediği
bir isim. Böylece çağırabilirdi anılar seni tozlu raflarda çöreklenmiş
bir kitabın ön sözünde. Ön sözü asla okumayan adamlardan değildin sen.
Ve sana doğru gelmezdi hiçbir rüzgâr. Anlamlarını bilmediğin kelimelerle
yepyeni cümleler kuruyordun. Anlamsız şeylerin bir araya gelip anlamlı
olduklarını yap-boz yapa yapa öğrenen bir çocuğun acemiliğiydi
saçlarında ki. Sigara kokmanın marifet olduğu zamanlarda tanıdım seni.
Sen sigara kokarken.
Bir isim bulabilirdin gözlerine, bir başka isim. Göz bebeğinin
gecenin bir yarısı ağlamalarına uyanmadığın zamanlardan kalma, kalın
sözlüklerden bulunmuş anlamsız bir isim. Anlamını bilmek ve söylemek
zorunda olmadığın isimlere hayrandın sen. Biliyordum. Çünkü ismimi bir
kavanoza tıkıştırırken yakalamıştım seni. Kirpikleri düşen adamları
sevmenin marifet olduğu zamanlarda tanıdım seni.
Kirpiklerin düşerken.
Bir isim bulabilirdin burnuna, bir başka isim. Kokunun yatağıma
sinmediği ve perdeyi açıp güneşi yatağımıza çağırmadığım zamanlardan
kalma. Sevmediğin insanları tanıyorum ve her gece karşı kaldırımda
bekliyorlar. Beni. Bizi. Ya da beklediğimiz ufak bir kızın yere
düşürdüğü şekerle birlikte ölüyor. Ölmenin marifet olduğu zamanlarda
tanıdım seni.
Ölürken.
Bir isim bulabilirdin saçlarına, bir başka isim. Özlemlerin saç
diplerinden sarkmadığı zamanlara inat. Kırılmış tabaklardan yemek yerken
görmüştüm seni. Ve kırık kalpleri daha çok kırmanın nedenini bilmiyor
sokak kedileri. Onlar anlamazlar çünkü. Bende anlamam. Ama bir sebebi
olmalı gizlice çöpe attığın artıkların. Kahve içmenin ve aşk kusmanın
marifet olduğu zamanlarda tanıdım seni.
İçerken.
Bir isim bulabilirdin kendine, bir başka isim. Teninde kalan tırnak
izlerini yeni aşklarla örtmeni gerektirmeyecek bir isim. Seni yeniden
sevmenin imkansız olduğu zamanlardan kalma bir nefretle, bir başka isim.
Yepyeni bir ismin olursa, seni seveceğimi bilerek. Ve sen sevmeden
ellerimden arta kalanları. Saçlarında dalgalanan denizi umursamadan.
Olmayan adamları sevmenin marifet olduğu zamanlarda tanıdım seni.
Olmadığında.
Kadınların hep ağladığı zamanlarda tanıdın beni.
Ağlamanın anlamsız olduğu geceler görmedin
Hep bir anlamı vardı çünkü ölen kirpiklerin
Ve bir aşk daha düşmeliydi gözlerinden.
Sen hep düşerken tanıdın beni.
Düştüğünde yoktum.
Ve
hiç olmamıştım.Hiç olmadın.Hiç.
Buse Beşiroğlu