Çoğu
kez, dağ başında, bir kayanın dibine çömelmiş, kendi kendimle
konuşurken diyorum ki, bulutlar dağıldığında doğu doruğunu göreceksin,
dürbününü alıp bakacaksın, kayaların yer değiştirdiğini göreceksin,
güneş gözlerini kamaştırdığında, dürbününü indir, yoksa körelirsin.
Düş.
Ferit Edgü / Yaralı Zaman
Ferit Edgü / Yaralı Zaman
Çoğu
geceler, o gün üstünde en uzun durduğu cümle gelip onu bulurdu.
Alışmayı anlıyordu. İşte insan beyni bile alışıyor, hep aynı şeyi
tekrarlıyordu. Boyuna, “Karıncalar bilmeden severler” diyordu. Öte
yanına dönüyor kurtulamıyordu. “ Karıncalar bilmeden severler.”
-Yusuf Atılgan, Aylak Adam
-Yusuf Atılgan, Aylak Adam
Bize
ne verdiniz ki ne bekliyorsunuz? Karanlık, çıplak, taşlı yolların kirli
meyhanelerinde iyi yarınları tasavvur etmekten aciz, hamur ekmek ve
biberli fasulyeye yatıyoruz. İşte size gecekondu felsefesi. İnsan benzer
bir tarafımız var mı? Dıştan bakınca kan-sefalet-şehvet-hırs-ci nayet.
İçten bakınca can sıkıntısından boğuluyoruz. Sayın başbakan sefalet
edebiyatı yapmayın diyor. Bir şey yaptığımız yok. İçimize düşenlere
ilgisiz bir düşmanlık besliyoruz. Bizi kimse anlamadı biz de kimseyi
anlamıyoruz.
-Oğuz Atay, Günlük
-Oğuz Atay, Günlük
“Ah,
bayım,” diyordu adam, ”mesele kötü insan olmak değil; ama ışığı
yitiriyor insan.” Evet, ışığı, sabahları, kendini bağışlayan kişinin o
kutsal masumluğunu yitirdik biz.
-Albert Camus, Düşüş
-Albert Camus, Düşüş
Karanlık
bir umutsuzluğun tortusu, sık sık deri değiştiren bir yılan gibi, bütün
bir gece boyu yüreğime çöreklenmeye çalıştı. Aynı anda hem üşüyerek,
hem terleyerek açtım gözlerimi. Düşle gerçeğin kıyısında, terk edilmiş
bir sabah iskelesindeyim. Ve yola çıkma saati olmalı, ama nereye?
Buğular içindeydim. Kızgın taşlarıma değdikçe ağır ağır sise dönüşen
gözyaşlarının çiğleriyle örtülü yüzüm. Deniz gövdemi yalıyordu ve
ortalıkta kimse yok. Gene yapayalnızım.
-Onat Kutlar, Yeter ki Kararmasın
-Onat Kutlar, Yeter ki Kararmasın
'Sen evleri görmedin, evlerdeki yalnızlığı nereden bileceksin?
İlhan Berk
sesimi
yükselttim ve hiçbir noktaya, hiçbir dünyaya ait olmadığımı
söyledim.çizgim mizgim, eksim artım, solum sağım yok, dedim meraklı
salaklara. yalnızca ben varım, bir imgeye, bir sözcüğe yansımış bir
suret olarak, yalnız ben.
işte bu kadar.
Ferit Edgü / Avara Kasnak
işte bu kadar.
Ferit Edgü / Avara Kasnak
Belki an gelir tanırım kendimi,
Bir güvercin, yuvarlanan bir taş belki.
Salt bir sözcük eksik işte!! Nasıl ansam kendimi?
Başka bir lisanda mesken tutmadan.
Affedilmeyecek bir şey olsa bile, ben kendimi hep dağıtmak, yanıltmak, yitirmek istiyorum.
/Ingeborg Bachmann, Nasıl Ansam Kendimi?
Bir güvercin, yuvarlanan bir taş belki.
Salt bir sözcük eksik işte!! Nasıl ansam kendimi?
Başka bir lisanda mesken tutmadan.
Affedilmeyecek bir şey olsa bile, ben kendimi hep dağıtmak, yanıltmak, yitirmek istiyorum.
/Ingeborg Bachmann, Nasıl Ansam Kendimi?
Benim
kurallara, geleneklere, yasalara ve halkın düşünce ve inanışlarına
karşı gelmeyi ne kadar sevdiğimi bilemezsin; ama benim ayaklarımda beni
sınırlayan zincirler var. Benim ruhum, vücudum ve bütün davranışlarım
anlamsız ve zayıf sosyal yasalar çerçevesinde mahpus kalmıştır ve ben
sürekli, ne olursa olsun alışılagelmişliklerin bir adım ötesine geçmem
gerektiğimi düşünüyorum. Ben bu sıkıcı ve kayıtlar ve kurallar dolu
hayatı sevmiyorum…
-Furûğ-ı Ferruhzâd,
-Furûğ-ı Ferruhzâd,
Herkes
elinden geldıği ölçüde yaşar. Nedir zaten yaşamak dediğin? Garip değil
mi yaşamımızı nasıl kurduğumuz? Bir iplik parçası, bir çivi, bir mantar,
bir kâğıt, bir paçavra, biraz toz, birkaç hiç... Bir araya gelir
bunlar, adı "bir yaşam" olur.
/Bilge Karasu, Göçmüş Kediler Bahçesi
/Bilge Karasu, Göçmüş Kediler Bahçesi
Bana göre yapılmamış, benim için düzenlenmemiş bir dünyada yaşıyorum.
-Tomris Uyar, Yaz Düşleri Düş Kışları
-Tomris Uyar, Yaz Düşleri Düş Kışları