"Büyüsünden sıyrılmamız gereken sözcüklerden biri —en önemlilerinden biri— de 'insan' sözcüğü.
Bir tılsım gibi kullanıp en yüce duyguların aracı haline getiririz onu; tek tek insanı, kişiyi (dostumuz olsun düşmanımız olsun) o sözcüğün yardımı, aracılığıyla ezmekten, yıkmaktan çekinmeyiz. Düşlediğimiz, tasarladığımız, kurduğumuz, dilediğimiz bir anlamı yükleyiverdiğimiz 'insan' sözcüğü, sırasında en güçlü aracımız, saldırganlık kargımız olur.
İnsanı en yüksek yere yerleştirmekten, hayvanlardan, bitkilerden, sulardan, dağlardan çok önemli olduğuna, her şeyin insan için yaratılıp insana kulluk etmesi gerektiğine inanırmış gibi yaşamaktan vazgeçelim. Belki o zaman insanın değerini öğrenir,hayvanla, bitkiyle, suyla, dağla, taşla birlikte bir anlamı olduğunu, olabileceğini anlar, belki o zaman insana saygı duymasını başarırız."
Ne tuhaf! Bunları, bir zamanlar, ben yazdım. Ben savundum. Oysa gece üzerimize çöktükten sonra, bu yolda sözler söylemenin gereksizliğine herkesi inandırmak için elimden geleni ardıma komadım.
Uykunun değerini benden iyi bilen yok. İlk gençliğimden bu yana —kısa birtakım dönemler (kendi yaşayışımı değil, başkalarının istediğini yaşadığım kısa birtakım dönemler) dışında— yeterince uyuyamamanm, uykusunu alamamanın, çalışırken gözlerim kapanmasın diye, ya da —gözlerim açık kalsa bile— düş görmeğe başladığımın farkına vararak, uyumayayım diye uğraşmanın sıkıntısı içindeyim. Çalışırken çevremde ses istemem; buna karşılık, kitaplıkların, müzelerin sessizliğinde baş veren dayanılmaz uykuyu, ezici yorgunluğu üzerimden atmak için dışarı fırlamak zorunda kalmışımdır çoğu kez. Gecelerimin uykusu hiçbir zaman sancı olamıyor. Uyumak istiyorum, uykudan ürküyorum. Oysa insanın sesle, sözle, imgeyle, düşünceyle, büyüyle uyutulması, artık kılımı kıpırdatmıyor, hayır, artık kılımı bile kıpırdatamıyor.
Paris. Metro. Tanıma gelmez, bir kez koklandı mı unutul
maz, unutulamaz, özlenir kokusu. Birkaç saniye sonra tren ka
ranlıktan çıkarken biri beni itecek. Karanlık ağza bakıyorum.
Çevreme bakmamam gerek. Beni iteni görmemeliyim.
Tren geldi, bindim. Kimse itmedi beni.
Direniyorum. Olmuyor.
Bilge Karasu / Gece