"Ölümü göze alma arzusu son büyük sapkınlığımız. Karanlıktan gelip karanlığa gidiyoruz. Niye karanlıkta yaşayalım ki?" (s.129)
"Toplumun şansı kontrol altına almak için kullandığı yollardan biri de-kölelerinin seçme özgürlüğünü önlemek adına-geçmişin şimdiden daha asil olduğunu söylemektir." (s.130)
"İnsan zihni, evrenin kendisinden çok daha fazla evrendir." (s.134)
"İnsan soyu önemsizdir. İhanet edilmemesi gereken insanın kendisidir." (s.135)
"Esas trajedi buydu. Bir adamın kötü olmaya cesaret etmesi değil, milyonlarca insanın iyi olmaya cesaret edememesiydi." (s.135)
"Ayrıcalıklı bilgi sahiplerinin yüzlerine yerleşen o dramatik alaycılığın gülümsemesi." (s.151)
"Kendimizi olduğumuz gibi kabullenmek, daima ne olmamız gerektiğinin önüne geçmelidir; işte bu yüzden, bu bir adım öne gitmek demekti - ve de yukarı." (s.168)
"Yaşamak, sonu gelmez bir biçimde daha fazlasını istemektir, en kaba saba bakkalından en yüce mistiğine kadar böyleydi bu." (s.319)
"Bazı deneyimler seni öyle ele geçirir ki, tek katlanamadığın şey bunların sonsuza dek var olamayacağı düşüncesidir." (s.319)
"Erkekler savaşı sever çünkü bu onlara ciddi görünme imkanı verir. Çünkü bunun, kadınların kendilerine gülmesini engelleyen tek şey olduğunu sanırlar. Böyle bir durumda kadınları nesne konumuna indirgeyebilirler. İki cins arasındaki büyük fark da budur. Erkekler nesneleri, kadınlar nesneler arasındaki ilişkiyi görür." (s.425)
"Savaş, ilişkileri görmedeki bozukluktan kaynaklanan bir psikozdur. Birbirimizle kurduğumuz ilişkileri . Ekonomik ve tarihi durumumuzla ilişkilerimizi. Ve en çok da hiçlikle ilişkimizi. Ölümle." (s.425)
"Tüm korkuların, tüm dehşetin, asıl kötülüğün sonsuz kaynağı, insanın bizzat kendisidir." (s.512)
"Aşk aslında, diğer insanın içinde var olan bir şeyi sevmekten çok, kendi içimizde yer alan sevme kapasitesidir." (s.616)
"Güzel olmak bir ekstradır yalnızca. Hediyeyi saran bir kağıt gibi. Hediyenin kendisi değildir." (s.658)
"Özgürlük bir seçim yapıp o yolda devam etmekti; insanın içgüdü ve iradesinin, kendini tek başına yeni bir duruma fırlatıp atmasına izin vermesiydi. Şansımı denemem gerekiyordu. İçinde bulunduğum bu bekleme odasından kurtulmalıydım." (s.659)