"sana bir hikâye anlatacağım. uzun zaman önce caddenin çift tarafında oturdum, 22 numarada. karşıdaki evleri seyrettim. daha mutlu insanları düşündüm. odaları daha güneşliydi, partileri daha eğlenceli. ama aslında odaları daha karanlık ve küçüktü ve onlar da karşıdaki evleri seyrettiler. çünkü, biz şansı hep sahip olmadığımız şeyler olarak düşünürüz."
hata yapmak uzere olan bir adam gibi gorunuyorsun
ne bekliyorsun bi dalga mi? kolay degil. degil mi? zihnini bosaltip oylece yapabilecegini dusunuyorsun degil mi?ama isler oyle yurumuyor. ayrica kopruler atlamak icin kalabalik yerlerdir. her zaman sana ikinci bir fikir verecek biri vardir. bir sey mi kirdin?
-cok cesit seyler. bastan asagi tamire ihtiyacim var. ama degmez. yeni bir bicak atici daha ucuza gelir.
*yenisiyle ben ne yapabilirm?
kaybetmeyi öğren, yoksa kazanmayı çok ciddiye alırsın.
ben küçükken tek istediğim büyümekti. olabildiğince hızlı büyümek... bunların bir öneminin olduğunu artık göremiyorum...yaşlanıyorum...geleceğimi, büyük bir tren istasyonunun bekleme salonunda görüyorum. dışarıda kalabalık insan topluluğu beni görmeksizin geçip gidiyor. trenlere, taksilere binip gidiyorlar. onların gidecek bir yerleri, buluşacak birileri var...ben öylece orada oturuyorum.
+neyi bekliyorsun adele?
-bana bir şeyler olmasını bekliyorum.
bazı insanlar mutlu olmak için doğar. hayatımın her günü kandırıldım, duyduğum her söze inanırım. '