başlar gün.
ve denir ki;
kaderinizi sevin
sevin kaderinizi
ve hayat için
tatlı bir tesadüf deyin.
ağır bir abdest kokusu
ince belli sürahiler
kadınların apışarası nemli pazen donları
ve mantarlı ayakları erkeklerin.
şadırvanda alaca su:
damlar
damlar.
ellerin beyazlığındadır ölüm
gövdenin kıvrımında.
benim erkeğimi isterken titreyen
içimin suyunda
ben unuttum her şeyi.
geldiğim yeri
annemi, babamı,
mezarlığa gitmeyi.
orada yapayalnız kaldı meşe
ölülerin arasında ölümü en iyi anlatan meşe.
bir ağaç nerede duruyorsa
benziyor oraya.
meşe mesela
akdeniz’de taşların arasında
farklı mı taşlardan?
selvi, ölülerin karanlık bir ah’la
durdukları son anın ipidir.
salkım söğüt, yaslı söğüt
suya kaptırmış içini, kırılgan.
benzer her şey baktığına.
*
ben anneme benzerim
babama da tabii.
ve büyük halamın evinde yaşayan kediye de.
aslında şu yeryüzünü denizlerle düşünmemiz yok mu
hata ediyoruz.
dünyanın nefes aldığı bir ilk andı denızleri yapan.
dağları yapan bir öfkeydi
böyle söylüyor ilk kitaplar.
her dilin kendinden önce,
çok önce bir hayatı var.
ve onu sadece
bu kitaplar konuşuyor.
susarak bakıyoruz biz
hatırlamayarak.
şairler bir bok anlamıyorlar aslında
dünyanın çocuk kalmış bir acısı var..
ve denir ki;
kaderinizi sevin
sevin kaderinizi
ve hayat için
tatlı bir tesadüf deyin.
ağır bir abdest kokusu
ince belli sürahiler
kadınların apışarası nemli pazen donları
ve mantarlı ayakları erkeklerin.
şadırvanda alaca su:
damlar
damlar.
ellerin beyazlığındadır ölüm
gövdenin kıvrımında.
benim erkeğimi isterken titreyen
içimin suyunda
ben unuttum her şeyi.
geldiğim yeri
annemi, babamı,
mezarlığa gitmeyi.
orada yapayalnız kaldı meşe
ölülerin arasında ölümü en iyi anlatan meşe.
bir ağaç nerede duruyorsa
benziyor oraya.
meşe mesela
akdeniz’de taşların arasında
farklı mı taşlardan?
selvi, ölülerin karanlık bir ah’la
durdukları son anın ipidir.
salkım söğüt, yaslı söğüt
suya kaptırmış içini, kırılgan.
benzer her şey baktığına.
*
ben anneme benzerim
babama da tabii.
ve büyük halamın evinde yaşayan kediye de.
aslında şu yeryüzünü denizlerle düşünmemiz yok mu
hata ediyoruz.
dünyanın nefes aldığı bir ilk andı denızleri yapan.
dağları yapan bir öfkeydi
böyle söylüyor ilk kitaplar.
her dilin kendinden önce,
çok önce bir hayatı var.
ve onu sadece
bu kitaplar konuşuyor.
susarak bakıyoruz biz
hatırlamayarak.
şairler bir bok anlamıyorlar aslında
dünyanın çocuk kalmış bir acısı var..