.

.
Üç çeşit meslek varmış : mühendislik,doktorluk,bir de hukukçuluk.Ben ressam olmak istiyordum.Babam böyle bir meslek olmadığını söyledi.Prens Paradoks'tan bahsetsem kim bilir ne der? Belki şimdi sizin yanınızda Dorian Gray'lik yaparım bir süre. Sonra beni Lord Henry'liğe terfi ettirirsiniz. Masrafı neyse veririm. Fakat bir sıfatla başlamak istiyorum. Bu çocuk ilerde büyük adam olacak gibi ne olduğu belirsiz bir tanımla değil..

Tutunamayanlar / Oğuz Atay

11 Oca 2012

Pal Sokağı Çocukları



Sayfalarının köşesi çiçek gibi açılmış kitabı, hatırlıyor musun?

Ferenc Molnar öyle bir roman yazdı ki milyonlarca insan, adını verdiği sokaktan geçti. Ferenc Molnar öyle bir roman yazdı ki Pal Sokağı"na bir defa giren bir daha çıkamadı.

Hangi yılda büyüdün, hangi yılda ölümü tanıdın? 1980 mi? 1990 mı? 2000 mi? Hangi yılda yetiştin yetişkinliğe? Kaçan neydi? Gerek var mıydı yetişmene? Sensiz olmaz mıydı hiçbir şey? Her neyse. Sonuta adam oldun, değil mi? Ya da bir kadın. Büyüdün ve bir şeyler oldun. Hatta bir şeyler olmak için büyüdün. Oysa sen zaten bir şeydin ve büyüdükçe yok oldun. Nüfus sayımında yazılır oldu adın. Sahip olduğunu bile bilmiyordun ama oy verir oldun. İnsan oyunu neresinden eksiltir de verir? Büyüdün ulan! Sen zaten bir şeydin ama büyüdüke yok oldun. Sen öyle bir şeydin ki sahip olduğun etin bir anlamı vardı. Sen öyle bir şeydin ki o anlama anlam vermeye ihtiyaç duymayacak yaştaydın. Sen bir çocuktun ve vardın. Sen, bir zamanlar vardın. Çünkü o zamanlar, şüphesizdi varlığın.

Evini hatırlıyor musun? Tokat yemeyi öğrendiğin salonu, diş çıkarmayı öğrendiğin odayı, salya dökmeyi öğrendiğin mutfağı? Sokağını hatırlıyor musun? Dirsek kanatmayı öğrendiğin kaldırımı, göz morartmayı öğrendiğin karanlığı? Kendini hatırlıyor musun? Yaşlandırmaya çalıştığın yüzünü, kaldırmaya çalıştığın kaşlarını? Kitabını hatırlıyor musun? Sayfalarının köşesi çiçek gibi açılmış, adı Pal Sokağı Çocukları.

Ferenc Molnar yazdı. Yıl 1906. 104 yıl önce. Bir gazeteci. 29 yaşındaydı. Tek derdi, edebiyat öğretmeninin ricasını kırmamaktı. "Bir şeyler yaz" demişti. "Okul gazetesi için! Destek ol bana." Ferenc Molnar yazdı: Pal Sokağı Çocukları. Ferenc Molnar hatırladı: Dünyanın bütün çocuklarını. Ferenc Molnar anladı: Bütün çocukların aynılığını.

Bir arsa hayal etti. Türkçedeki varoş kelimesinin Macarcadaki varos kelimesinden ite kaka geldiğine kanıt, köhne bir boşluk. Kuşatıldığı binaların gölgesinde, Peter Pan\"ların hüküm sürdüğü bir arsa. Çocuklar hayal etti. O arsada bilyelerini yuvarlayan. O arsada çocuk kalan. O arsa için savaşan. İki çete. Birinin en küçüğü Nemescek, diğerinin adı Kızıl Gömlekliler. Bir Nemescek hayal etti. Arsa için hayatını veren. Oyun devam etsin diye büyümekten vazgeçen. Bir arsa hayal etti. Bir boşluk. Dünyanın bütün şehirlerindeki her yerden daha dolu. Ne bir adanın ne de bir bulutun üstünde. Üç binanın arasında, bina tutulmasına yakalanmış bir loşluk. Çocukların zamanla açtığı, çocukların zamanla solduğu bir boşluk. Bir savaş hayal etti. Mermilerin içinin kumla dolu olduğu, beyaz bayrakların çamaşır iplerinden koparıldığı, kazananın da kaybedenin de dost olduğu.

Ferenc Molnar öyle bir roman yazdı ki milyonlarca insan, adını verdiği sokaktan geçti. Ama ne kaldırımı ne de sokak lambası eskidi. Ferenc Molnar öyle bir roman yazdı ki Pal Sokağı"na bir defa giren bir daha çıkamadı. Boyu büyüklerin hayatında hiçbir anlam taşımayan her anlamın heykeli her köşesine dikildi. Nemescek de, çocukluk da ölümsüzleşti. Koca bir sokak, koca bir çıkmaz oldu. Ve Pal Çıkmazı Çocukları, bugün hâlâ her yerde. Cam kırar, zil alıp kaçar ve gülerler. Pal Çıkmazı"nda, oyun yaşı ölünce geçer.

Hakan Günday