.

.
Üç çeşit meslek varmış : mühendislik,doktorluk,bir de hukukçuluk.Ben ressam olmak istiyordum.Babam böyle bir meslek olmadığını söyledi.Prens Paradoks'tan bahsetsem kim bilir ne der? Belki şimdi sizin yanınızda Dorian Gray'lik yaparım bir süre. Sonra beni Lord Henry'liğe terfi ettirirsiniz. Masrafı neyse veririm. Fakat bir sıfatla başlamak istiyorum. Bu çocuk ilerde büyük adam olacak gibi ne olduğu belirsiz bir tanımla değil..

Tutunamayanlar / Oğuz Atay

17 Haz 2012

Ben afyonumu, kendi ruhumda buluyorum.



okuyarak, düşlere dalarak, yazmayı düşünerek, düşüncelerin kaprisli rüzgarına göre akan, tutkulardan arınmış, kültürlü bir hayat sürsem, sıkıntının kıyılarında dolaşacak kadar yavaş, sıkıntıya hiç düşmeyecek kadar iyi kurulmuş bir hayat. heyecanlardan ve düşüncelerden uzak o hayatı, heyecanların düşüncesiyle ve düşüncelerin heyecanıyla yaşasam. çiçeklerle çevrili, karanlık bir göl gibi güneşin altına uzansam, altın rengine boyansam. gölgelerin içindeyken, bireyciliğin yaşamdan hiç ama hiçbir şey beklememek anlamına gelen soyluluğuna erişsem. dünyalar dönüp dururken, çiçeklerden bir toz bulutu gibi olsam, bilinmedik bir rüzgarın gün biterken havalandırdığı, alacakaranlığın uyuşukluğunun rasgele yere bıraktığı, daha geniş şekillerin içinde seçilmez bir bulut. ve bunu sevinmeden ve üzülmeden, ama güneşin parlaklığından, yıldızların uzaklığından çıkardığım, kesin bir bilgiyle yapsam. bunların dışında hiçbir şey olmasam, hiçbir şeye sahip olmasam, hiçbir şey istemesem..


yola çıkmak! yitirmek ülkeleri

yola çıkmak! yitirmek ülkeleri!
bir başkası olmak süresiz,
yalnız görmek için yaşamaktır
köksüz bir ruhu olmak!

kimseye ait olmamak, kendime bile!
durmadan gitmek, sonu olmayan
bir yokluğun peşinde
ve ona ulaşma isteği içinde!

böyle yola çıkmaktır yolculuk.
ama ben açık bir yol düşünden öte,
bir şeye gerek duymuyorum yolculuğumda.
gerisi sadece gök ve toprak.


sahi gerçek olan sen miydin yoksa yarattığın o düş dostların mı? hanginiz aynanın bu tarafındaydınız? sanırım yaşarken sen onların gerçek dünyaya hapsolmuş bir hayaleti, cansız ve renksiz bir suretiyken öldükten sonra onlar senin hayaletin oldu. her biri hayatının bir dönemini ya da ruhunun bir parçasını simgeliyorken hiçbirinin -hatta senin bile- bir bütün olarak seni anlatamaması ne acı.
kimsin sen?