Yaşadığımız anları dondurup cümlelere dökme çabası, çiçekleri kurutup kitap yaprakları arasında, ölümsüzleştirmeye benzer. Hepimizin çoktan öğrendiği gibi, bir öykü, gerçekten yaşanmış da olsa, gerçekliği yansıtmaktan çok uzaktır, onun birkaç resminden, simgesinden oluşmuştur. Az sonra başlayacağım, Karayipler’de geçen o korkunç öyküyü yaşamış kişi benim. Oysa biliyorum ki, son noktayı koyduğumda, elimde bulacağım, gerçeğin tortusundan ibaret olacak.
Sayfa 7Kaçışımın gerçek nedeni korkaklığımdı. Arzumun hedefine ulaşmasından, onu sonuna dek yaşamaktan duyduğum korkuydu. Zaten eğer yaşayabilseydim, bugün oturup bu öyküyü yazmazdım. “Yaşama kabızlığı” diye adlandırdığım o illete tutulmamış olanlar, yazar olmayı akıllarından bile geçirmezler bence. Faray’ı hayatta ıskaladığım her şeyin; yarıda kesilmiş, iğdiş edilmiş, kürtaja uğramış duygularımın bir simgesine dönüştürdüm.
Sayfa 115
Adam Yayınları