.

.
Üç çeşit meslek varmış : mühendislik,doktorluk,bir de hukukçuluk.Ben ressam olmak istiyordum.Babam böyle bir meslek olmadığını söyledi.Prens Paradoks'tan bahsetsem kim bilir ne der? Belki şimdi sizin yanınızda Dorian Gray'lik yaparım bir süre. Sonra beni Lord Henry'liğe terfi ettirirsiniz. Masrafı neyse veririm. Fakat bir sıfatla başlamak istiyorum. Bu çocuk ilerde büyük adam olacak gibi ne olduğu belirsiz bir tanımla değil..

Tutunamayanlar / Oğuz Atay

20 Oca 2011

Mavi saçlı kız





"ulaşılmazlar aslında öylesine güzeldir ki, işte budur isteği tutku yapan."



Yaşam ve ölüm arasındaki çizgi bazen çok incelebilir. Bu çizgide yaşanan hayatlar vardır. Can yıkıcı hayatlar. Emek emek büyütülen sevgiler vardır. Cesaret olmadan tek adım atılamayacak tehlikelerin içine sokar insanı. Acıya beklenmedik faturalar çıkarır. En umulmadık anda, renkler değişir.

Küçücük bir yaşamın ardında kalan, insanın kendisinden büyütüp sevdiği, korumaya yazgılı olduğu bağlılıklar vardır. Burçak Çerezcioğlu, 16 yaşında lösemiden öldüğünde, cesareti, sevgiyi ve yaşamı tanıyordu. Bu kitapta, kısa bir yaşamın kederini, güzelliğini, acısını, bir savaşı okuyacaksınız. Ne yazık ki kurmaca olmayan bir hayatın öyküsünü. Bir babaya, bu dizeleri yazdırmış bir hayatın. 



Sabahları Hasta uyanmanı istiyorum Hastaysan eğer Yaşıyorsun demektir. 




 balkonun demirine dayanıp durdum kaç gece
büyük ayı yıldızı gökyüzünde
sen içerde uykudaydın
o balkon yok artık
demirin soğukluğu içimde
büyük ayı yıldızı gökyüzünde yine
ama
sen yoksun içeride...
 (...)

saatlerce bekliyorum burda
bu kapının önünde
karanlıkta,
başına karanlık şeyler gelmesin diye..
 (...)

cimenin yesilinde,
gökyüzünün mavisinde,
saclarimi hatirla...




Kitabın Kısaca Özeti...

Kitapta Burçak adında bir genç kızın hayata dair hayalleri, umutları, acıları anlatılmıştır.Burçak'ın kendi ağzından anlattığı 16 yıllık kısa hayatı ne yazık ki acı bir sonla noktalanmıştır.

Burçak hayata gülen gözlerle bakabilen, hayata bağlı, neşeli bir kızdır.Ve hayatta iki hedefi bulunmaktadır.birincisi sinema sanatçısı, tiyatro oyuncusu veya manken olmaktır.Yani tanınmış, ünlü biri olmak istemektedir.Burçak'ın ikinci arzusu ise Amerika'ya gitmektir.Burçak çok küçük yaştan beri Amerika'da yaşamak, orada okumak istemiştir.Bu hedefi gerçekleşir ama Amerika'ya orada yaşamak için değil, son günlerini iyi geçirmesi için gider.Çünkü Burçak lösemi hastalığına yakalanmıştır.14 yaşında iken sırt ağrıları, halsizlik gibi nedenlerden dolayı hastaneye giden Burçak'ın önce sınav stresinden dolayı psikolojik bir rahatsızlığı olduğu söylenir, aynı belirtilerin artmasıyla hastaneye giden Burçak'a bu kez bir tür kemik hastalığına yakalandığı söylenir.

Rahatsızlığının artmasıyla hastaneye tekrar giden Burçak'ın lösemi olduğu anlaşılır.Ailesi perişan olur, çok üzülürler ve bu hastalığı Burçak'a anlatmaya karar verirler.Burçak hastalığını öğrenince önce şaşırmış, inanamamıştır, ancak hiçbir zaman yılmamış, her zaman kurtulacağını düşünmüştür.Ve doktorların iki ay ömür biçtikleri Burçak yaşama azmi ile iki sene hayatını sürdürmüştür.

Ailesi Burçağın Almanya'da tedavi olmasının daha iyi olacağını düşünerek Burçak'ı Almanya'ya götürmüşlerdir.Ve herkes Burçak için seferber olmuş, her yerde yardım için çalışmalar yapılmıştır.Burçak'ın en büyük korkusu saçlarını kaybetmek olmuştur, ama hiçbir zaman saçları tam olarak dökülmemiş ve dökülen saçları da peruk yapılmıştır.Ve Burçak'ın rahatsızlığın arttığı bir dönemde doktorun tavsiyesi ile ailesi en büyük arzusunu yerine getirmek için Burçak' Amerika'ya götürmüşlerdir.Burçağa ise iyileştiği için kendisine bir armağan olduğu söylenmiştir.

Ancak yapılan tüm çabalara rağmen Burçak kurtarılamamış, rahatsızlığa daha fazla dayanamayan Burçak 16. doğum gününe 4 gün kala sonsuzluğa kavuşmuştur.



"ister acıklı, ister mutlu; ister uzun,ister kısa ..

Saat: 19:00 (akşamüstü)
18. 12. 1990 Salı

Yarım saat önce okuldan geldik. Daha doğrusu yaklaşık 40-45 dakika falan oldu geleli. Yandım! Yarın ilk iki ders Türkçe, ve de yazılıyız. Gerçi Türkçe yazılısı pek zor olmaz fakat çok önemli bir yazılı. Önemli olmasının nedeni, eğer kötü bir not alırsam hocanın gözünden düşerim. Zaten bundan önceki yazılım 8'di. Korhan'la Şölen'in çıktığını bütün okul biliyor. Şölen bugün toplantıdaydı. Tiyatro kolu öğretmeni gitar çaldı, Şölen'in de ona eşlik etmesini istedi, fakat Şölen "Aaa! Hocam saçmalamayın!" dedi. Bir havalı, bir havalı aman havasını yesinler. Bugün de Şölen ve Korhan eve birlikte gidiyorlardı. Ben ve arkadaşlarım Korhan'a bir isim taktık. İsmi Korhan yerine Toni, daha doğrusu önce Koni idi. Fakat daha sonra Toni oldu. Şölen'in takma ismi Kare. Kare.

Parçam Meleğe

Bir melek varmış ama yeryüzünde, gökyüzünde değil
Saflık, fedakarlık ve üzüntü doluymuş bu melek
Bi tek kanatları ve başında halesi eksikmiş
Belki de varmış ama bunu bizler göremiyoruz
Görmeyi denemiyoruz bile
Bu melek üzgünmüş çünkü küçük kızı çizgideymiş
Ölüm ve hayat çizgisinde
Melek Alah'a çok rica etmiş, kızının hayat çizgisine dönmesi için
Çok üzgünmüş ama sabretmiş hep umut dolu
Işık içindeymiş
Kızının acısını bedeninde hissetmese de
Kalbinde en az onun kadar hissetmiş
Hayatta melekler var ama biz çoğu zaman göremiyoruz onları
Onları görebilmek ve değerini bilmek çok şey demek
Bir melekte vücudumda yaşayacak benimle
Ben çizgiyi geçene dek
Ama asıl melek çok yakında
İşte o melek sensin
Böyle bir melek benim bir parçam olduğu için çok mutluyum
Seni seviyorum her zaman
Ve yaptıkların ödenemez teşekkürle
İyiki varsın meleğim
Hep yanımda ol lütfen
Çok mutlu ve beraber yıllara, uzun yıllara...

Küçük kızın Burçak

Ayla Çerezcioğlu adlı kişiden alıntıdır.
Günlerden 9 Temmuz galiba.Saat gecenin biri.
Tüm duygularım tükendi mi, yoksa çok mu yoğun, adlandıramıyorum, çünkü hayatımda hiç ölümü beklememiştim şu ana kadar.Ölüm bana hiç gelmez sanırdım, onu tanıyana dek.

Ama Azrail dadandı, gitmek bilmiyor. Birbiri ardına hızla gelip gidiyor yakınıma.Ama böylesine korkulu bir bekleyişim hiç olmamıştı.

Eğer anneysen, biran düşün, yavrunun başı üstünde dönüp dolaştığını, her saniye aldı mı canını diye nefesini yokladığını. Ağlamak ne güzelmiş meğer yasak olunca, anladım. Ağlamak bile yasak bana, gözlerimin dolması bile yasak.

Tek isteğim, sel gibi, çağlayan gibi, hç kontrol etmeden boşalması gözlerimden yaşların. Kuru kuru, için için ağlamak çok acı veriyor.

Bazen kendimi ruhu alınmış mermer heykellere benzetiyorum, vursalar, kurşunlasalar işlemeyecek bir heykele.
Hareket ediyor, yaşamak için yiyor, konuşuyor ama ruhu uzaktan kumandaya bağlı.

İnsan ne kadar yalnız, yaşamak ne çaressiz ve ne zavallı, kaderin ne oyun oynayacağınıboyun bükmüş bekliyoruz, zaman ne gösterecek diye.

Keşke yukarıdan bakan heykelin ruhu da taş olsa ve acı çekmese, acı çekmenin sonu yok, bundan daha acısı yok.

Korkuyorum, çok korkuyorum, dua bile edemiyorum kabul olmazsa diye.

Bu kötü rüyadan kızımla beraber uyanmak istiyorum...

Ayla Çerezcioğlu
9 Temmuz 1993

Mavi Saçlı Kız | Burçak Çerezcioğlu
 
Yapı kredi yayınları