.

.
Üç çeşit meslek varmış : mühendislik,doktorluk,bir de hukukçuluk.Ben ressam olmak istiyordum.Babam böyle bir meslek olmadığını söyledi.Prens Paradoks'tan bahsetsem kim bilir ne der? Belki şimdi sizin yanınızda Dorian Gray'lik yaparım bir süre. Sonra beni Lord Henry'liğe terfi ettirirsiniz. Masrafı neyse veririm. Fakat bir sıfatla başlamak istiyorum. Bu çocuk ilerde büyük adam olacak gibi ne olduğu belirsiz bir tanımla değil..

Tutunamayanlar / Oğuz Atay

29 Nis 2011

Artık sizinle ortak vicdanım yok benim




Yalnızlığa çekilmek mi istersin kardeşim? Kendine varan yolu aramak mı istersin? Biraz dur da beni dinle.

‘Arayan, kolay yiter. Her türlü yalnızlık suçtur?’ –böyle der sürü. Ve sen sürüdendin uzun bir süre.

Sürünün sesi daha sen de çınlayacak. Ve sen desen: ‘Artık sizinle ortak vicdanım yok benim’, yakınma ve ağrı olacak bu.

Bakın, aynı vicdan doğurdu bu ağrıyı; o vicdanın son parıltısı daha senin derdinde yanmaktadır.

Derdinin yolunu, yani kendine varan yolu yürümek mi istersin? Öyleyse hakkını ve bu işi becererek gücünü göster bana!

Son yeni bir güç yeni bir hak mısın? Bir ilk devinme misin? Bir kendi kendine döner tekerlek misin? Yıldızları kendi çevrende dönmeye zorlayabilir misin?

Yazık, yüksekliğe tutkunluk öyle çok ki! Gözü doymaz kişilerin çırpınmaları öyle çok ki! Tutkun ve gözü doymaz bir kişi olmadığını göster bana!

Yazık, körükten fazla bir iş görmeyen büyük düşünceler öyle çok ki: körüklerler ve daha da boşaltırlar.

Özgür mü diyorsun kendine? Egemen düşünceni işitmek isterim ben senin, boyunduruktan kurtulduğunu değil.

Sen boyunduruktan kurtulmaya yetkili bir kişi misin ki? Nice kimseler uşaklıklarını atarken, son değerlerini de atmış oldular.

Neden özgür? Zerdüşt’e ne bundan! Gözlerin apaçık söylemeli bana: ne’ye özgür?

Kendi kötün ile kendi iyini kendine sağlayabilir misin, kendi istemini bir yasa olarak kendi üstüne asabilir misin? Kendi kendinin yargıcı olabilir misin, kendi yasanın öc alıcısı?

Korkunçtur, kendi yasanın yargıcı ve öc alıcısıyla yalnız kalmak. Yıldız işte böyle fırlatır ıssız uzaya, yalnızlığın buzlu soğuğuna.

Bugün kalabalığın acısını çekersin daha, ey tek kişi: bugün yürekliliğin tam daha, ve umutların.

Ama bir gün yalnızlık yoracak seni, bir gün eğilecek gururun ve yürekliliğin yılacak. Bir gün haykıracaksın: ‘Yalnızım ben!’

Bir gün görmeyeceksin yükseldiğini, alçaklığını ise pek yakından göreceksin; kendi yüceliğin bir hayalet gibi korkutacak seni. Bir gün haykıracaksın: ‘Her şey düzme!’

Yalnızı öldürmek isteyen duygular vardır; başaramazlarsa, kendileri ölürler sonra! Ama sen buna yeterli misin, -katil olmaya?

Kardeşim, ‘horgörme’sözcüğünü tanıdın mı? Peki doğruluğunun, seni horgörenlere karşı doğru olmanın ağrısını?

Nice kimseleri senin için başka türlü düşünmeye zorlarsın, bunu yanına koymazlar senin. Onlara yaklaştın, ama geçip gittin: hiç bağışlamazlar bunu.

Onların üstüne ve ötesine geçersin: ama sen yükseldikçe kıskançlığın gözü daha küçük görür seni. Fakat uçandan nefret edilir en çok.

‘Bana karşı nasıl doğru olabilirsiniz!’ –demelisin sen- ‘ben kendi payıma sizin haksızlığınızı seçtim.’

Onlar haksızlık ve çamur atarlar yalnıza: ama böyledir diye, kardeşim, yıldız olmak istersen, daha az ışık saçmamalısın onlara!

Ve iyilerle doğrulara karşı tetikte ol! Onlar, kendi erdemini yaratanları, çarmıha germeye can atarlar, -onlar yalnızlardan nefret ederler.

Kutsal yalınlığa dahi tetikte ol! Yalın olmayan her şey kutsuzdur onca; ateşle oynamaya da bayılır, -kazığın ateşine.

Kendi sevginin baskınlarına karşı dahi tetikte ol! Her önüne gelene elini uzatmaya pek yatkındır yalnız kişi.

Elini değil, yalnız pençeni uzatmalısın nice kimselere; hani pençenin tırnakları da olursa yok mu…

Ama karşına çıkabilecek en çetin düşman, kendin olmalısın hep; sen mağaralarda ve ormanlarda kendine pusu kurarsın.

Ey yalnız kişi, sen kendine varan yolda yürürsün! Ve kendinden ve yedi şeytanından geçer yolun senin!

Yadsıyıcı olmalısın kendine karşı, ve büyücü ve falcı ve deli ve kuşkucu ve uğursuz ve alçak.

Kendi yalımınla yakmaya hazır olmalısın kendini; önce kül olmadan nasıl yeni olabilirsin ki!

Ey yalnız kişi, sen yaratıcının yolunda yürürsün; sen bir tanrı yaratacaksın o yedi şeytanından!

Ey yalnız kişi sen sevenin yolunda yürürsün; kendini seversin sen, bu yüzden kendini hor görürsün, ancak sevenlerin horgördüğü gibi tıpkı.

Yaratmak ister seven kişi, horgörür de ondan! Sevdiğini horgörmek zorunda kalmamış kişi ne bilir ki sevmeyi!

Sevginle git yalnızlığına, kardeşim, yaratmanla git, doğruluk ancak daha sonra topallar ardın sıra senin.

Benim gözyaşlarımla git yalnızlığına, kardeşim. Kendinden öte yaratmak isteyeni severim ben, ve böylece yok olanı.

Böyle buyurdu Zerdüşt.