.

.
Üç çeşit meslek varmış : mühendislik,doktorluk,bir de hukukçuluk.Ben ressam olmak istiyordum.Babam böyle bir meslek olmadığını söyledi.Prens Paradoks'tan bahsetsem kim bilir ne der? Belki şimdi sizin yanınızda Dorian Gray'lik yaparım bir süre. Sonra beni Lord Henry'liğe terfi ettirirsiniz. Masrafı neyse veririm. Fakat bir sıfatla başlamak istiyorum. Bu çocuk ilerde büyük adam olacak gibi ne olduğu belirsiz bir tanımla değil..

Tutunamayanlar / Oğuz Atay

2 Ağu 2011

dün dağlarda dolaştım evde yoktum

 
 
güneş cebimde bir bulut peydahladı. taş, kördür diye yazdım. ölüm, geleceksiz.
şeylerin yalnız adı var. ve: ‘ad evdir.’ (kim söyledi bunu?) dün dağlarda dolaştım,evde yoktum. bir uçurum bize bakmıştı, uçurumun konuştuğu usumda. buydu bizim kendine sonsuz olanı duyduğumuz. nesneler ki zamanda vardır. terziler çıracısı hermüsül heramise’nin pöstekisi her bahar ayaklanırdı. yağmur yağmamazlık edemez. taş,düşmemezlik.
ne diyordum, dünyanın düşünceleri yoktur. otların canı sıkılmaz. kurşunkalem
kendini ağaç sanır. ufuk, hüthüt kuşu. seni bilmem, bir söylene dönüşmek içindir dünya.
onun için başka bir son yok. bir söylene dönüşmek, bir söylen olmak! sonsuzluk dediğimiz budur.nerden başlasam yine oraya geliyorum. ben gidiyorum. ölüme, o büyük tümceye, çalışacağım. dün dağlarda dolaştım evde yoktum.
 
ağaçlardan arkadaşlarım oldu
 
adlarla doldurdum sessizliği. şeyleri kodladım. gökyüzünün, ağaçların çocukluğunu bilirim. ağaçlardan arkadaşlarım oldu. hala da var. samanyolunu anlamadım. sayıları da. ( sayılar daha bulunmamış gibi davranıyorlardı. ) yalnız sekizle (5+3) içli dışlı oldum. ( kim olmamıştır ki? ) biraz da sıfırla. ( sıfırın bulunması kolay olmamıştır. ) üç için çok kötü şeyler söylenmiştir. niçin? bilmem. bilmek sayıdır. bir biri tanıdım. bir ile düşünülmüyor. bazı sayılar suçlu doğmuştur. bir, bunlardan biridir. anlamadan sevdim taşları. çakıltaşının adıyla biçimi arasında hiçbir ilişki kurulamamıştır. oltu taşının geçmişini bulamadım. olsun. gizem güzel şeydir. kimi sessiz harfleri sökemedim. ( harfin tini sessiz harflerde gezer. kızılderililer bilir bunu. ) kuşlarla gittim geldim. kuşlar sayıları bilmez, yusufçuk hariç. doğu’da atların düş görmediğini anladım. ( homeros’ta atlar ağlar. )
yürürken gördüm dağları. dağlar yürürken düşünüyorlardı. tanımak usu durduruyor. ‘dünya bizimdir’ diye konuşuyorlardı sümüklüböcekler. anladım diyemem. anlamadım da. sümüklüböcekleri okumalı.
sen ırmaklardan söz ederken konuşuyor ırmaklar, otlar gözle­rinde. zaman bir izdüşümdür. bir yerlere yaz bunu. tinin dışarıya penceresi olmadığı doğru değildir. isa’nın hayaleti hala dünya­nın üzerinde dolaşıyor. (yalnız soruyorum. sormak için yazar insan.) gençliğini bilmeyen sabah tökezler. gül ki adıyla vardır. taş adını yüzü bulununca aldı. (duvarcıların avcunda taş bunun için döner durur.)
 
ben senin gözlerine dönmek istiyorum.
sonra da…
sonra diye bir şey yoktur. tarih dışıdır, sonra.