.

.
Üç çeşit meslek varmış : mühendislik,doktorluk,bir de hukukçuluk.Ben ressam olmak istiyordum.Babam böyle bir meslek olmadığını söyledi.Prens Paradoks'tan bahsetsem kim bilir ne der? Belki şimdi sizin yanınızda Dorian Gray'lik yaparım bir süre. Sonra beni Lord Henry'liğe terfi ettirirsiniz. Masrafı neyse veririm. Fakat bir sıfatla başlamak istiyorum. Bu çocuk ilerde büyük adam olacak gibi ne olduğu belirsiz bir tanımla değil..

Tutunamayanlar / Oğuz Atay

6 Kas 2013

Öğret bana , nasıl unutulur düşünmek?



Benvolio ve Romeo arasında 

- Günaydın kuzenim
-Gün erken mi o kadar?
- Dokuzu henüz vurdu.
- Amma da uzun geliyor bu kederli saatler.
Çabucak uzaklaşan babam mıydı buradan?
- Evet.Nedir Romeo'nun saatlerini uzatan keder?
- Saatleri kısaltacak şeyin bende olmaması.
- Aşık mısın yoksa?
- Dışarısında kaldım...
- Aşkın mı?
- sevgisinden oldum sevgilimin.
- Ah,uzaktan nazik görünen aşk. Nasıl da acımasız ve kaba denendiğinde!

- Ah, sevgi gözleri bağlıyken bile
 Nasılda görür , yolunu seçer dilediğince!
 Nerede yiyelim? yine kavga mı oldu burada?
 Hayır anlatma , duydum olanları.
 Neler doğuyor nefretten , ama daha çoktur sevgiden doğan.
 Ey kavgacı sevgi! Sevilen nefret!
 Ey ağır hafiflik! Ağırbaşlı uçarılık!
 Ey hiçten yaratılan herşey!
 Uyumlu biçimlerin , biçimsiz kargaşası,
 Kurşun tüy , parlak duman , soğuk ateş , sayrılı sağlık!
 Hep uyanık uyku...Bunların hiç biri değil.
 Bu sevgiyi duyarım , ama haz duymam ondan.
 Gülmeyecek misin?

- Hayır kuzenim , yeğ tutarım ağlamayı.
- Ne diye canım?
 - O canını sıkan derdine.

- Ne yaparsın böyledir çilesi aşkın , 
  Taş gibi oturmuş bağrıma acılarım.
 Benimkine katılınca seninde üzüntülerin
 Büsbütün artıyor derdim , kararıyor gönlüm.
 İç çekişlerin buğusuyla yükselen bir dumandır sevgi
 Duman dağılınca , tutuşan bir ateş olur aşıkların gözlerinde
 Keder indi mi bir kere aşıkların gözyaşlarıyla beslenen bir deniz oluverir.
 Başka ne olabilir? En akıllıca çılgınlık , 
 Soluk kesen bir zehir ve bir panzehir ölümden kurtaran.
 Hoşçakal kuzenim!

- Dur bende geliyorum.
 Kırarsın beni , bırakıp gidersen. 
- Yitirdim kendimi ; burada değilim ben
  Bu Romeo değil , o başka bir yerde.
- Hadi söyle bana : Kimi seviyorsun sen? 
- Acı duymamı istersen söyliyeyim.
- Acı çekme , ama söyle bana kim?
- Hasta adama vasiyetname yazdırmak
 Ölümü hızlandıran bir şey olur ancak.
 Açıkcası kuzenim , bir kadını seviyorum.
- Hedeften vurmuşum , aşıksın derken.
- Yaman nişancısın! sevdiğim de çok güzel!
- Güzel hedef tez vurulur , kuzenim.
- İşte şimdi ıskaladın ama!

 Aşk tanrıcığı Cupidon'un oku işlemez ona , 
 Bakire Tanrıça Diana'nın zekasıyla donanmış
 Ve iffetten bir zırh ile korunup silahlandığından
Etkilenmiyor aşkın çocukça oklarından , 
Yılmıyor sevgi sözcükleriyle kuşatılmaktan , 
 Saldırgan gözlerin bakışlarından yok hiç çekinmesi , 
 Ermişleri baştann çıkaracan bir kucak altına yumuyor gözlerini
 Güzellikte zengin , ama yoksul sayılır
 Ölünce çünkü güzelliğiyle birlikte gidecek varı yoğu.

- Kız kalmaya and içmiş desene.
- Öyle ,  bu tutumluluğu sürüklüyor onu israfa
 Onun zorbalığından aç kalan güzellik çünkü
 Süremez oluyor gelecek kuşaklara.
 Çok güzel , çok akıllı , çok akıllıca güzel.
 Sevaba girmek için kırıyor umudumu , 
 And içmiş sevmemeye ; bu andla yaşıyan ölüye döndüm ,
 Yaşıyorsam eğer bu andı bildirmek için.

- Beni dinle ve onu düşünme , unut!
 - Öğret bana , nasıl unutulur düşünmek?
- Özgür kıl gözlerini , başka güzellere bak!
- Güzelliği o zaman daha çok çıkar ortaya
 Güzellerin yüzünü örten mutlu maskeler
 Kara olduğu için gizlediği kişiler
 Bakana güzelmiş gibi gelirler.,
 Sonradan kör olan aşık unutamaz
 Daha önce gördüğü değerli bir hazineyi.
 Eşsiz güzellikte bir kadın göter bana , 
 Ancak vesile olur anımsatmaya
 Kimin ondan da güzel olduğunu. 
 Öğretemezsin bana unutmayı.

William Shakespeare