.

.
Üç çeşit meslek varmış : mühendislik,doktorluk,bir de hukukçuluk.Ben ressam olmak istiyordum.Babam böyle bir meslek olmadığını söyledi.Prens Paradoks'tan bahsetsem kim bilir ne der? Belki şimdi sizin yanınızda Dorian Gray'lik yaparım bir süre. Sonra beni Lord Henry'liğe terfi ettirirsiniz. Masrafı neyse veririm. Fakat bir sıfatla başlamak istiyorum. Bu çocuk ilerde büyük adam olacak gibi ne olduğu belirsiz bir tanımla değil..

Tutunamayanlar / Oğuz Atay

17 Mar 2014

Görülmemiştir.


Yanlızlığını biliyorum.
Yorgunluğunu, yakıcı susuzluğunu, yay gibi gerilmiş bir bedenin kasılmalarını, titremelerini, dişlerini birbirine kenetlemiş ızdırabı... O yabanıl, yabancı, yırtıcı acıyı... Her yönden kuşatan, her an saldıran, kabarıp taşan, önüne çıkan herşeyi yutan o korkunç... “Bedensel acı” dedikleri, ama onu sığdırmaya calışan tüm kavramları birer zarmışçasına parçalayan hantal bıçak! Boğuk boğuk hecelerle dile getirir kendini o, tenha ve tekinsiz cümleler kurar. Gecenin yolları kadar ıssız, uzun bir cümlenin orta yerinde bırakıverir sözcükleri... Yitip giden yollarında kanın, geri—dönüşsüz, girdaplı.

Terk edilmiş, ikiye ayrılmış bir kabuğa benzeyen bedeninin kendi kendine gerçekleştirdiği tuhaf, vakitsiz, son bir çiçeklenme. İçerideki, en içerideki bir yarılmanın yıllar sonra yüzeye vurmuş belirtisi belki. Bir zamanlar adeta sahip olduğun bu beden, mutlak ve bulanık sınırları varoluşunun, anbean daralan... Vargücüyle direniyor, karşı duruyor, derinlere saklıyor kemiklerini, sırları gibi. Kuytularında saklıyor kaybettiği, kaybedeceği herşeyi... Kapanmayan bir yara, kabuk kabuk susuyor.

 Duvarla duvar, geceyle gece arasında, korkunç sınırlarında bedenin... Bir zamanlar adeta sen olan bu beden, şimdi çamura bulanmış bir savaş alanı, canlıyla cansızın birlikte çürüdüğü... Tek varoluşun, son ülken, sessizce çiçeklerini büyütüyor. Burada düğümleniyor zamanlar, geçmişle gelecek iç içe geçiyor, yaşanmışla hiç yaşanmamış... Burada başlıyor daha ıssız yollar, daha uzun sürgünler, her yol sanki bir yıldıza açılıyor, sessizliğe doğru akıyor bütün sözcükler, burada, senin gözlerinde sonlanıyor.